23 Haziran 2009 Salı
12 Haziran 2009 Cuma
Erken Rezervasyon
q
Arjantin Riski
9 Haziran 2009 Salı
Transfer Ligi
Özellikle İtalya Ligi son yıllardaki düşüşünü sürdürecek gibi. Kaka ve İbra' nın da gidişleri Serie A' nın popülaritesini biraz daha düşürecektir. Perez' in dönüşüyle yaz transfer liginin şampiyonunun Real olması da kesin gibi. Premier League' de de Man. City bu kulvarda öne çıkan takım olacak. Ben en çok Liverpool' un hamlelerini merak ediyorum. Premier League kurulduğundan beri ilk kez Manu' yu iki maçta da yenip 08/09 sezonunda şampiyonluğa bu kadar yaklaştılar ve şampiyonluğun kaçmasındaki en büyük etkenler hesapta olmayan sayıda beraberlik ve Benitez' in rotasyon sıkıntılarıydı. Torres' in yanına Keane ıskasını unutturacak kadar etkili bir isim aranıyor ve şu sıralar Lavezzi ön planda.
Önümüzdeki yıl Dünya Kupası olacağı için sıkışık bir fikstür bizi bekliyor ve dolayısıyla takımlar sezonu daha erken açacakları için transfer dönemi de daha sıkışık ve görünürde hareketli olacaktır.
Biz şimdi geride bıraktığımız 08/09 sezonunun Tranfer Ligi sonuçlarını inceleyelim:
En çok harcayanlar:
1- Manchester City - 159 m euro
2- Tottenham - 140 m euro
3- Barcelona - 93 m euro
4- Real Madrid - 75 m euro
5- Liverpool - 72 m euro
Barcelona' yı bir kenara koyarsak görüldüğü gibi parayla saadet en azından geçen sezon olmamış. Hele Tottenham' ın lige yaptığı kabus başlangıcı da hesaba katarsak başarı/para oranı sıralamasında listenin en altında kendine yer bulur. Ama istatistik biliminin cilvesi işte. Hemen bir sonraki listeye geçiyoruz;
En çok gelir sağlayanlar:
1- Tottenham - 82 m euro
2- Palermo - 62 m euro
3- Real Madrid - 60 m euro
4- Sevilla - 59 m euro
5- Portsmouth - 55 m euro
Bir önceki listenin hüsranı Tottenham geçen sezonun dünyada transferden en çok gelir sağlayan takımı. Tabi bu 75 m euro zararda oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Juande Ramos ve yönetimin alabildiğine kötü yönetimi, kan uyuşmazlığı, ticari başarısızlık ne derseniz deyin Tottenham ligde elde ettiği silik sıralama ile 75 m euro zararı telafi edemiyor ve peşin satan veresiye satan tablosunun kaybeden kısmında yer alıyor. Palermo 2. sırada. Ama ligde bu sezon beklenen tırmanışı gösterip ŞL' ye kalamadı ve maddi avantajını puantaja yansıtamadı. Yine de başarı/para oranı açısından bakıldığında Tottenham' a fark attığı gerçek. 3. sıradaki Real gelir gider farkına bakıldığında 15 milyon euro içerde. Ama eminim 150 milyon içeride olup kendi sahalarında Barca' ya karşı hezimete uğramamayı yeğlerlerdi. 5. sıradaki takım Portsmouth. Onlar da tıpkı Palermo gibi parasal açıdan kardalar ama sezonun son 2 maçında kadar düşme hattının dolaylarında gezindiler. Tabi Palermo' nun ligi bitirdiği yerle kıyaslarsak başarı/para listesinde de başarılı olduklarını söyleyemeyiz.
4. sıradaki Sevilla' yı ise sona bıraktım. Kazandığı parayı -Barca hala kenarda- en iyi lehine çevirebilen takım olmuş bu iki listede Sevilla. Sezon boyunca ilk 4' ün uzağında kalmadılar ve sezon sonunda da Şampiyonlar Ligine doğrudan katılma hakkını elde ettiler. Sezon başı hedeflerine ulaştılar. Bu sene kadrolarından yine kayıplar olacaktır ama geçen yıldan kalan kaynakları ve bu seneki ŞL garanti paraları ile Sevilla en azından maddi anlamda rahatta.
8 Haziran 2009 Pazartesi
Neden Menejerlik,Neden gerikalmışlık?
Bu klişeler sürekli dile getirilir. Avrupa futboluyla aramızdaki temel fark gelirler, kaynaklar, imkanlarla alakalı değildir. Asıl fark zihinsel düşünsel farktır.
Bir futbol tartışmasında çevremdekilere hep sorarım "Avrupa da klup başkanını bilirmisiniz? " Futbol şube sorumluları gibi bir kurum varmıdır? Örneğin: Man Utd. ın başkanın adını bilmezsiniz ama 20 seneden fazla süredir menejerliğini yapan Sir. ü bilirsiniz.
2008-2009 sezonunun bitmesiyle bu mantalite farkı tekrar ortaya çıktı. Çünkü transfer sezonu başlamıştı. Başkanlar, futbol şube sorumluları o kanal bu kanal dolaşıyor.
Haliyle ortaya komiklikler çıkıyor. Transferi için piyasayı kızıştıran bir futbolcu. Mehmet Topuz
Avrupada ki gibi menejerlere ne gerek var, futbolcular gereğini yaptığını bu olay gösterdi.
Öte yandan; televizyonda gazeteciye küfür edip, sonra da düzgün konuş ben bilmem ne klubü başkanıyım diyen şampiyon ! klubun başkanı...
5 Haziran 2009 Cuma
Beşiktaş şampiyonluğu ve kutlamalar
Fakat bazı "kurtarılmış bölgelerde" kutlama yapan Beşiktaş taraftarlarına (bjk lı değilim yada fb antipatim yok) saldırılar yapıldı.
Olayın bir ilginç yanıda eğlenen ve saldırıya uğrayan Beşiktaş taraftarlarına polisin aracınıza binin eğlenmeyin denmesiydi.
Kendi ülkemizde sokakta özgürce dolaşamayacak eğlenemeyeceksek, emniyetin görevi nedir ? devletin görevi nedir ? niye vergi veriyoruz ?
3 Haziran 2009 Çarşamba
Retired
André Pierre Gignac
23 yaşındaki Fransız oyuncu bu yazın transfer gözdeleri arasında. Ligue 1' i 24 golle gol kralı olarak tamamlayan Gignac, takımı Toulouse' nin ŞL elemelerine kalmasına büyük katkı yaptı. İki kez de A milli olan golcü oyuncu, yetenek üretme uzmanı Ligue 1' in yeni ihraç malzemesi olabilir. Transfermarkt 12 milyon Euro değer biçmiş.
Tabi ki söz konusu olan Fransız bir yetenekse ilk akla gelen durak da Premier League oluyor haliyle...
31 Mayıs 2009 Pazar
Şampiyon Beşiktaş
26 Mayıs 2009 Salı
ŞL 2009 - Final
Sezonun son büyük maçı yarın akşam. İki takımın kendi aralarında yaptıkları maçlar şöyle:
2007/08 ŞL - Yarı Final
Manchester United 1-0 Barcelona
Barcelona 0-0 Manchester United
1998/99 ŞL - Gruplar
Barcelona 3-3 Manchester United
Manchester United 3-3 Barcelona
1994/95 ŞL - Gruplar
Manchester United 2-2 Barcelona
Barcelona 4-0 Manchester United
1990/91 Kupa Galipleri Kupası - Final
Manchester United 2-1 Barcelona
1983/84 Kupa Galipleri Kupası - Çeyrek Final
Barcelona 2-0 Manchester United
Manchester United 3-0 Barcelona
"Günah Keçisi Ödülü" goes to...
Premier League' den düşen M'boro' da ilk cezalar kesildi. Öne çıkan isim ise Afonso Alves. Heerenveen' de gol makinesi olarak adından söz ettiren Alves adaya büyük umutlarla gelmişti, ama şimdi taraftarın hedefinde.
81 doğumlu Brezilyalı' nın Heerenveen' de 48 maçta 48 golü vardı. Daha önce de İsveç liginde fırtına gibi esen Alves ilk ve muhtemelen son üst düzey lig macerasında 42 maçta 10 gollük bir performans sergiledi.
Bačvice - Bjelopolje - Belek Hattı
25 Mayıs 2009 Pazartesi
20 Mayıs 2009 Çarşamba
DEXTER
Bir çok dizi CNBC-E tarafından Türk halkına tanıtıldı ve sonrasında da bir hastalık derecesinde bağımlılık yarattı.
DEXTER bu anlamda çok ilginç bir dizi...
Kahramanımız; Miami Metro Polis Departmanında çalışan Adli Tıp Kan Analiz Uzmanıyken aynı zamanda da seri bir katil...
Diziyle alakalı ilk araştırmaları yaptığımda hümanist yanım kabarmış böyle vahşet olmaz demiştim.
Ama şimdi düşünüyorumda, bir seri katil bu kadar sempatik ve akılcı anlatılabilir.
İzlemekte fayda var.
12 Mayıs 2009 Salı
Kasap Havası
Bu maçı basit bir "Barcelona sezonun ilk kupasına çok yakın" çerçevesinin dışında değerlendirmemiz gereken çok ilginç detaylar var:
1- Bir katalan ve bir Bask takımı, hem de kendi bölgelerinin sembol takımları, İspanya Kralı adına düzenlenen kupanın finalinde.
2- Yine bu takımlar 24' er kezle İspanya Kralı adına düzenlenen kupanın müdavimleri (kralın takımı Real Madrid 17 kez kazanmış). İkincilikleri bile eşit sayılır: 11-10.
3- 5 Mayıs 1984 Athletic Barcelona maçının rövanşı niteliğinde olması. O maç da tıpkı bu maç gibi Copa Del Rey finaliydi. Maçı 1-0 kazanan Bilbao kupayı müzesine götürmüştü. Ve bu Bilbao' nun kazandığı son kral kupasıydı. Hatta son finalleri.
4- 5 Mayıs 1984 Athletic Barcelona maçının rövanşı olarak değerlendirilmesinin 2. büyük sebebi olan meşhur kavga. İki takım 1984 finalinin sonunda Barnebeu' da İspanya Kralının önünde birbirlerini doğramıştı. Tabi en büyük sebep "Bilbao kasabı" lakaplı Andoni Goikoetxea' nın 1' er sezon arayla Barcelona' dan önce Bernd Schuster' in ayağını kırması, sonra da Maradona' nın dizine attığı tekmeyle onun uzun süre sakat kalmasına sebep olmasıydı. 84 finalinde kasap yine iş başındaydı ve maç içersindeki tahriklerinden sonra mağlubiyetin de verdiği gazla Maradona önderliğindeki -ki gerçekten ilk hamle ondan gelmişti- Barcelonalılar Athleticlilerle birbirlerine girmişlerdi.
5- Lionel Messi. Uluslararası arenada ismini duyurduğu andan beri Maradona' nın veliahtı olarak kabul edilen Messi bilindiği gibi önce tıpkı Maradona gibi elle, sonra da 6 Getafeli' yi çalımlayarak yine Maradona' nın İngilizler' e yaptığı gibi sansasyonel goller atmıştı. İşte Maradonalaşma yolunda önemli bir eşik daha. Bu maçta Messi' nin karışacağı olası bir kavga gösterecek ki Maradona ölmeden reenkarnasyona uğramış.
Evet, bu son madde ütopik ama ihtimaller dahilinde. İşte bu şartlarda izlenmesi gereken, gerçekten "dev" bir maç. Tsi 23:00, Trt-1.
8 Mayıs 2009 Cuma
Geri Dönüşüm Kutusu
Adriano
Inter' den "ceketimi alır giderim" modunda kafasına göre ayrılan Adriano kürkçü dükkanında. Hayır, benim anlayamadığımsa bu işler Fifa' lık olmadan nasıl olabiliyor? Bir kaç sezon öncesinin milyon avroluk kralı kafasına göre sözleşme imzalıyor, Inter' den çıt yok. Ah siz Brezilyalılar...
7 Mayıs 2009 Perşembe
Baby Face
Oyun genelinde net görülen bir üstünlükle olmasa da toplam pas sayısındaki 3 katlık üstünlükle, Hiddink gibi bir hücum ustasına rağmen 180 dakika boyunca 35 metrelik alanı savunan rakip dolayısıyla ve en nihayetinde tüm sezondaki parmak ısırtan istikrarla Barcelona yolun sonu Roma biletini alıyor. Bileti kesme işi de sezonun en iyisi bebek surata düştü.
6 Mayıs 2009 Çarşamba
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Veni Vidi Vici
Bu maçla bininci kez gördük ki kadroda 7-8 tane Hollandalı barındırmakla "total futbol" oynanamıyor. Total futbol bir felsefe ve Barcelona' ya yerleşmiş, benimsenmiş ve isimler değişse yahut takımda Hollandalı olmasa bile en iyi şekilde sergilenmekte. Barcelona' nın Barnebeu' da Real' e 6 atan takımında sahaya ayak basan isimlerden Valdes, Iniesta, Messi, Xavi, Krkic, Puyol, Busquets ve kulübesindeki Jorquera alt yapıdan işte bu felsefeyle yetişen oyuncular. Çakma totalciler değil.
Bu sezon izlediğim en iyi maç değildi. Tabi bu sezonun normal üstü güzellikler sunmasından kaynaklanıyor biraz da. Ama Barcelona' nın en rahat maçıydı. Ne zaman "sıkıldık bi gol atıp da sevinelim, tepinelim" deseler gol attılar. Onun dışında orta sahaya kurdukları küçük üçgenlerle, ayağa paslarla top yüzü göstermediler. Maçın en çok koşanları Real' den Lassana Diarra ve Gago. Herşeyi özetliyor. Bu maç 10' a gitmediyse biraz Eto'o nun gününde olmamasına çokça da Barcelona' nın hafta içi Chelsea ile şl maçı olmasına şükretmeli Realliler.
3 Mayıs 2009 Pazar
Şampiyonluk Yarışı
Takım O G B M A Y P Av
1 Sivasspor 30 17 9 4 47 21 60 26
2 Beşiktaş 30 17 8 5 49 26 59 23
3 Trabzonspor 30 16 8 6 44 29 56 15
2 Mayıs 2009 Cumartesi
30 Nisan 2009 Perşembe
El Clasico 2009
28 Nisan 2009 Salı
Günün En Güzel Saatleri Bunlar
Araplar Startı Verdi
Manchester City' nin sahipleri 2009 yaz transfer sezonunun ilk dalgalandırma hareketlerine başladı. Arap sermayesinin Eto'o' nun bonservisi için 40 milyon pound (yaklaşık 100 milyon TL.)' dan kapıyı açmak istediği bugünkü İngiliz medyasının ortak haberi. Eto'o ya önerilecek haftalık maaş için ise 150.000 pound (360.000 TL.) telaffuz ediliyor. Tabi paraları hiç çekinmeden savuracak potansiyel olunca basında da bol bol City formasına aday isimler göreceğiz. Bu haberin yanında servis edilen diğer adaylar da şöyle: Santa Cruz ve David Villa.
27 Nisan 2009 Pazartesi
Bunlar Futbolcu Mu?
Son düzlük
Haftasonu
Geniş ve bol alternatifli haftasonu programında bazıları dönüşümlü olarak en fazla sayıda maçı izlemeye çalıştım. Liglerde ortalama olarak son 5-6 haftaya girilirken iyi veya kötü maçların kıymetini bilmek lazım çünkü maalesef futbolseverlerin yaz dönemi turnuvasız geçtiği için pek hazzetmediği "tek"li yıllardan olan 2009' dayız.
q
Cuma akşamı FB-GS basket derbisiyle başladı program. Maçın ilk atağından itibaren farkı açmaya başlayan ev sahibi hiç zorlanmadan her periyotta farkı daha da açarak maç sonunda 27 sayıya ulaştı. GS ilk maçta 16 sayı fark yapmıştı rakibine ve normal sezon sonunda olası galibiyet eşitliğinde üstte olma şansını kaybetti. Tribünlerin neredeyse tamamen dolu olduğu ve rakip seyircinin olmadığı salonda ise FB taraftarı son periyotta birbirine düştü. Sebep tabi ki sezon başından süregelen ve yönetimle yaşanan fikir ayrılıkları.
q
Basket maçının erken kopmasıyla Lyon-PSG maçına başlama vuruşuyla geçiş yaptık. Beraberliğin iki takıma da yaramadığı ve kaybenin şampiyonluğa havlu atacağı maç her haliyle 2 hafta önceki GS-FB maçına benziyordu. O maçın sonundaki kavga atraksiyonunu çıkarırsa maçın gelişimi ve skoru da öyle oldu. Yalnız gol krallığında ikinci sırada bulunan PSG' li Hoarau' nun 2. yarıda kaçırdığı bir karşı karşıya var ki, gol gelse Lyon' u ŞL potasının dışına bile itebilirlerdi. Marsilya dün Lille' i yenerek Lyon ile 6 PSG ile 7 puan fark yapmış durumda.
q
q
Gündüzünü pas geçtiğim Cumartesi gününün izlediğim ilk maçı, aynı zamanda haftanın en iyisi olarak gördüğüm Manu-Tottenham maçı oldu. İlk yarıda Modric' in öncülüğünde deplasmanda 2-0 öne geçti Tottenham. Sezonun ilk yarısında gol yememe serisi yapan Manu savunmasının tel tel dökülüşünü izledik. İlk 45 sonunda Hull deplasmanından 3 puanı çıkaran Liverpool' un liderliği devam ediyordu EPL' de. Ama o ikinci 45... Bu sezon kaçıncı kez söylediğimi unuttuğum şekilde "işte premier lig bu" dedirtti bir kez daha. 57 ve 67 arasındaki 10 dakikada 3-2 öne geçti Manu. Maçın geri kalanı tek kaleye döndü. Elebaşları Rooney ve Ronaldo' ydu. 79' da gelen Berbatov golünden sonra dahi 6. gol için abluka devam ediyordu.
q
Bu maçında ardından FB-AG maçına geçiş yaptık. AG istediğini alıyordu. Düşme potasında olan takımlar içinde en zor fikstür onlarınki. Klişenin de ötesinde gerçekten her puan altın değerinde onlar için. FB için bu sezon hatırlanacak tek iyi şeyler şampiyonluk yolunda BJK' ye çelme takmak ve kupayı almak olabilir ancak kalan haftalarda.
q
Fiorentina-Roma maçına geçtiğimde durum 1-0' dı. Maçın hakimi Fiorentina tıpkı Manu gibi ikinci 45' te açıldı ve 4-0 a taşıdı maçı. Baptista' nın şeref sayısı skoru ilan etti. Genoa' nın kaybettiği hafta Fiorentina ilk 4' e yerleşmiş oldu. Maç öncesi ise iki takım taraftarlarının çıkardıkları olaylar var.
q
Barcelona' nın kalan fikstüründe puan kaybedebileceği deplasmanlardan en öne çıkanı belki de Valencia' ydı. Gerçekten de beraberlik makul gözüküyordu ve öyle oldu maç sonunda. Zaten 2-1' lik mağlubiyetten 85' te 2-2 yapıp 1 puanı çıkarmak 2 puan kayıp olarak değil 1 puan kazanç olarak değerlendirilmeli. Haftaya Barnebeu' da şölen var.
q
Pazar günü Eskişehir' de sağanak yağmurlu ve yer yer gökkuşaklı maçta BJK takibini sürdürdü. Yusuf' un attırdığı ikinci gol tartışmasız güzel ama Doğa' nın 3 kez çalım yiyene kadar faul yapmayı akıl edememesi de o pozisyonu yarattı. Neticede Eskişehir alttakilerin kazanmasıyla daha da ısındı. Bu arada Eskişehir tribünleri, İspanyol tribünleri misali bando olayına girmiş. Ben hiç yakıştıramıyorum ve sevmiyorum bu bando işini. Çok zorlama. Daha alt liglerde davul zurna versiyonunu da görebiliriz. Bando umarım 23 Nisan şenliklerinde statta unutulmuş bir gruptur ve maç sonunda seyircilerle ayrılmıştır stattan. Kalıcı olmasın ki yayılmasın daha fazla.
q
q
18:00' de yine oyun olarak haftanın en iyi ikinci maçı diyebileceğim Cottbus-Wolfsburg maçı vardı. Lider bol bol Cottbus kalecisi Tremmel ve direklere takıldı. Gol geciktikçe maçın ibresi düşme potasındaki ev sahibine dönmeye başladı ve 72' de gelen golle psikolojik üstünlük skora da geçmiş oldu. 87' deki golle Cottbus 2-0 galip ayrıldı. Wolfsburg galibiyet serisini 11 maça ve puan farkını 5' e çıkaramadıysa en büyük nedeni bence Bayern' in Schalke' ye yenilmesidir. Puan farkını açma fırsatı çok büyük baskı oluşturmuş takıma. Son 5 haftaya girilirken Almanya her seneki bildik tabloyu sunuyor bize: Lider 57 puan, 5. 54 puan.
q
q
TSL' nin son maçı GS-Ankara. Galatasaray' ın son 3 sezondur seyircisiz oynadığı maçların mutlaka Ankaraspor' a denk gelmesi araştırılmalı (!). Bu sene sayısını unuttuğumuz kez yine fırsat tepti GS. Fikstüre göre hala şampiyon adayı olarak gösteriliyor, ama oynanan futbola bakarsak kalan maçların hepsi Hacettepe ile yapılsa yine nafile. Maçın seyretmeye değer tek bölümü Lincoln' ün topuk pasıyla orta sahadan başlayan, Kewell' in topuk pasıyla devam eden, Baros' un bırakıp Nonda' nın yapılabilecek en kötü seçimle topu kontrol etmesi ve dışarı giden topla sonuçlanan ataktı. Organize olduğunu da sanmıyorum, doğaçlama gelişti. Son dakikada Topal' ın boş pozisyonda topu kornere çelmesi ve De Sanctis' in feryadı sessiz gecenin çığlığının vücut bulmasıydı resmen.
q
Bu akşamki Newcastle-Porstmuth maçı da haftanın kritik maçlarından. Premier League' in demirbaşlarından NU ilk defa bu kadar zor durumda ve bu maç bir nevi köprüden önce son çıkış onlar için. Shearer da son açıklamasında özellikle taraftarın desteğine de vurgu yapmış ki bu da zaten güzel bir atmosfere sahip St. James' s Park' ta ekstra güzel bir maç izleyeceği demektir.q
25 Nisan 2009 Cumartesi
08/09 İtalya Kupası Finali : Lazio-Sampdoria
İspanya'da Gündem
24 Nisan 2009 Cuma
Alan Dzagoev
Fransa Milli Marşı
Başkanım beni al, onu alma
fuTVol
- Kumandayı kaybetmişsiniz çocuklar, adam fenalaştı!
- Hocam ondaydı en son
- Hayır hocam, şundaydı